Amsterdam denildiğinde herkesin aklına ilk gelen şey özgürlüklerin şehri olduğu ve sınırsız eğlence (farklı eğlenceler dahil) ile herkesin rahatça yaşadığı bir şehir olur.
“Avrupa’da hangi şehirleri görmek istersiniz?” sorusuyla karşılaşsanız sayacağınız 5 şehirden bir tanesi Amsterdam olur mutlaka! Kozmopolit yapısı, renkli sokakları ve çılgın gece hayatıyla ziyaretçi akınına uğrayan bu eşsiz şehir, keşfedilmesi gereken merkezlerden bir tanesi! Bu yazımızda daha önce de değindiğimiz muhteşem şehir Amsterdam’ı sizlere tanıtıyoruz. Bildiğiniz gibi, blog üzerinde sizler için detaylı gezi rehberleri hazırlamaya devam ediyoruz ve Amsterdam, şüphe yok ki, gidilip görülebilecek en güzel şehirlerden bir tanesi.
Hollanda’nın en zengin tarihli şehirlerinden biri olan, gezilebilecek ve görülebilecek pek çok tarihi yapısının yanında çok önemli müzeleri bulunan; ek olarak gece hayatının çok eğlenceli olduğu bu şehre her yıl binlerce ziyaretçi akın ediyor. Hem eğlenceli ve renkli gece hayatı hem de kültürel gezintiler yapabilme olanağı, bu şehrin ziyaretçi akınına uğramasını sağlayan en büyük etkenlerden.
İçerik Başlıkları
Amsterdam Hakkında
Gezmesi oldukça basit olan, şehir planı açısından gidilebilecek yerlere çok basit rotalar oluşturabilen Amsterdam, tarihi 13. yüzyıla kadar uzanan bir yerleşke. 180 Farklı ülkeden gelen insanların nüfusu oluşturduğu bu şehir, oldukça kozmopolit bir yapıya sahip. Dünya üzerinden gelen pek çok ziyaretçisini de sayarsak, bu sayının her dönem geçici de olsa arttığı da söylenebilir. Yürüyerek, bisiklet ya da tekne ile gezebileceğiniz bölgeleri bulunan Amsterdam’ın ölmeden önce görülmesi gereken yerlerden olduğu ise kesin bir bilgi.
Amsterdam’a Ne Zaman Gidilir?
Amsterdam, dört mevsim gidilebilecek ve her zaman canlı bir şehir olarak varlığını koruyor ancak yaz aylarında gitmek, oldukça kalabalık ve bunaltıcı bir insan kafilesine denk gelmenin yollarındandır ve bu sebepten yaz aylarında gitmeniz pek de önerilmez. Turistlerin akın ettiği bu yaz ayları dışında, bahar ayları örneğin, Amsterdam’a gitmek için daha da uygun olarak bilinir. Turistlerin yaz aylarına nazaran daha az gittiği bahar aylarında Amsterdam’ın tadı ve canlılığı ise hiç değişmez. Mart ve Nisan aylarında, Amsterdam’ı doyasıya görebilir, gezebilir, aynı zamanda müze ve tarihi yerleri keşfedebilirsiniz.
Amsterdam’da Gezilecek Yerler
7000’den fazla tescilli binası ile Avrupa’nın en büyük tarihi şehirlerinden biri olarak tescillenen Amsterdam’da, gezilip görülebilecek pek çok yer mevcut. Tarihi ve günümüz modernizmini harmanlayan muhteşem görüntüsü ile bu şehir, iki tarafı da dengede tutmayı başaran bir köprü misali sizleri selamlıyor.
Van Gogh Müzesi
Dünyanın en popüler müzelerinden biri olan Van Gogh müzesi, sanıyoruz herkesin bildiği ve görmek istediği bir yer. Dünya üzerinde pek çok Van Gogh müzesi bulunuyor, ancak Amsterdam’da bulunan bambaşka! 200’den Fazla tablo, 500’den fazla çizim ile konuklarını karşılayan bu müzede, Van Gogh’un en büyük koleksiyonunun barındırıldığı bilinmekte.
Yıllar içinde modernize edilen ve son teknoloji donanımlarla desteklenen bu müzede, her yıl milyonlarca turist çizimleri ve tabloları keşfederken mest oluyorlar. İstatistiklere göz atıldığında, dünyanın en çok ziyaret edilen müzeleri sıralamasında bu müze otuzuncu sıralarda bulunuyor.
Heineken Experience
Sizi Amsterdam’ın tarih kokan yerlerinden birine daha götürelim, ancak burada biraz da alkol kokusu alabilirsiniz. Heineken Experience, merkezde bulunan en eski fabrikalardan bir tanesi ve Heineken markasına ait bu fabrika 1988 yılına dek biralarını burada imal ediyordu. 2001 Yılında müzevari bir keşif noktası haline getirilen bu yerde, rehber eşliğinde fabrika içerisinde neler olduğunu anlayabilir, üretim sürecine dair muhteşem bilgiler edinebilir ve elbette tadım seanslarına katılabilirsiniz.
Dev bira tankları, fotoğraf çekebileceğiniz pek çok alan ve rehber eşliğindeki turunuzda kullanabileceğiniz mobil uygulaması ile burası, çok seveceğiniz bir mekan olarak sizlere unutulmaz bir deneyim sunacak.
Red Light District
Hollanda, Amsterdam’ın en çok merak edilen alanlarından bir tanesi, merkez istasyonun oluşturduğu kaba bir üçgen şeklinde inşa edilen Red Light District olarak bilinir. Sokakları boyunca, din adamlarından marangozlara, hayat kadınlarından polislere kadar pek çok kesimden bireye rastlayabilir ve çok kültürlü bir topluluğun bu sokaklarda yaşadığına şahitlik edebilirsiniz. De Wallen olarak da bilinen bu sokak, genelde erotik şovların yapıldığı sokaklardandır ve yetişkinlerin sadece keşfetmek için dahi girmek istediği yerlerden biridir. Siz de, ilginç bir kozmopolit yapıya şahitlik etmek isterseniz, Red Light District’e mutlaka uğrayın.
Vondelpark
Amsterdam’ın en büyük parklarından biri olan Vondelpark, aynı zamanda Hollanda’nın da en ünlü parklarından bir tanesi olarak biliniyor. Her yıl takriben 10 milyon ziyaretçiden fazlasını ağırladığı bilinen bu ünlü parkta, güneşli günlerde oturabilir, köpeklerini gezdiren yerlilerin, bisiklet turuna çıkan turistlerin şamatasını izleyebilir ya da onlara katılabilirsiniz! Açık hava tiyatrosu üzerinde yaz aylarında muhteşem halka açık konserlerin de bulunduğu Vondelpark, Amsterdam’a uğrarsanız görmeniz gereken yerlerden bir tanesi.
Anne Frank Evi
Anne Frank ve Frank ailesi, Amsterdam’ın en tanınmış isimlerinden biriyken İkinci Dünya Savaşı süresince Anne Frank’ın gizlendiği ev; burası. Şu sıralar bir müzeye dönüştürülen ve Yahudilere uygulanan zulüm, ırkçılık ve ayrımcılığın bir protesto kalesi olarak bilinen bu müze; giriş kapısı taşınabilir bir kitaplığın arkasına gizlenmiş ilginç bir mimariden oluşuyor. Odaları hâlâ savaş dönemini çağrıştıran bir ambiyansa sahip olan bu evde, savaşın çalkantılı ve en sancılı dönemlerini soluyabilmeniz için size rehber olabilecek bir insanla gitmenizi tavsiye ediyoruz.
Amsterdam’da Gece Hayatı
Güneş batınca ardından tepelerin, bu şehir bambaşka bir hale dönüşüyor ve gidenler, şehrin bu denli hızlı kimlik değiştirebilmesine bayılıyor. Arnavut kaldırımlı yürüyüş yollarının sessizliği, suya vuran ay ışığının masalsı manzarası, sizi huzur dolu bir gecenin kollarına bıraksa da; eğlenmek isterseniz merkezde pek çok mekân, çok sesli müzikleri ile içeride sizleri karşılar.
Komedi kulüplerinden Dj performansı olan yerlere kadar pek çok mekan bulabileceğiniz Amsterdam’da, dilerseniz canlı olarak Blues, Caz, Klasik, Rock’n Roll dinleyebileceğiniz pek çok yer de var. Belirtmekte yarar var, en hareketli gece hayatı alanı kesinlikle Leidseplein ve Rembrantplein olarak bilinir.
Gece hayatının canlı performanslar ve bolca sanat ile süslendiği Sugarfactory; turistik bir mekan olarak bilinen ve sizi bolca eğlendiren Teasers Bar ve dünyanın en tuhaf barı olarak nitelendirilebilecek Bananabar, gece hayatı için önerebileceğimiz başlangıç adreslerinizden!
Amsterdam’da Yemek Kültürü
Özellikle Hollanda’nın coğrafi yapısı açısından bereketli olduğundan çiftçilik ürünlerinin ve balık ürünlerinin çokça kullanıldığı Hollanda ve Amsterdam mutfağında, basit, organik sebzelerle az miktarda etin bulunduğu pek çok menü bulabilirsiniz.
Kahvaltı ve öğle yemeğini sade bir şekilde yapmayı seven yerlilere nazaran, siz pek çok restoranda zengin kahvaltılarınızı yapabilir, akşam yemeklerinde uluslararası pek çok mutfağın bulunduğu pek çok restoranı ziyaret edebilirsiniz. Önerimiz, Hollanda’ya has lezzetlerden olan mini krep ve kroketleri yemeden dönmemeniz, ek olarak hardal ile sunulan Bitterballen köfteler de bu şehirde çok meşhur!
Amsterdam’a Nasıl Gidebilirim?
Amsterdam’a gitmek için öncelikle Hollanda Vizesi almanız gerekiyor. Hususi (yeşil) pasaportlular, Diplomatik ve Hizmet pasaportlular için bu durum geçerli değil. Bordo pasaportların vize alması ize zorunludur. Vizenizi aldıktan sonra, uçuş gününüzü ve saatinizi belirleyip havayolu ile Amsterdam’a ortalama 3,5 saatte varabilirsiniz. Şehrin 15 kilometre güneybatısında yer alan Schiphol Havalimanı’na iniş yaptıktan sonra, havalimanında bulunan trenlerle şehir merkezine gidebilir, kalacağınız yere varabilirsiniz.
Amsterdam’da Nerede Kalabilirim?
Amsterdam’da hem şehir merkezinde hem de şehrin belli bölgelerinde bulunan pek çok otel mevcut, önerimiz; tatiliniz için olabildiğince iyi bir otelde ve şehir merkezinde kalmanız yönündedir. The Warehouse, şehir merkezindeki en güzel otellerden biriyken; Amigo Budget Hotel de en uygun bütçeli otellerden bir tanesi. Ek olarak, otelde kalmak yerine oda ve ev de kiralayabildiğinizi hatırlatalım.
3 Gece 4 günlük ve 4 yıldızlı otel konaklamalı Amsterdam tatilimiz kesinlikle mükemmel geçti. İlk olarak biz arkadaşlar ile gittik pek aile olarak gitmeyi önermiyorum 🙂 Tarihi mimarisi ile gündüzleri yürümekten hiç sıkılmadık. Oteldeki bisiklet kiralama fiyatları da nispeten uygundu ve yarın günü bisiklet ile turlamaya ayırdık ve çok eğlendik. Sabunlar, el yapımı çikolatalar, lale tohumları ve tabiki çeşit çeşit peynirler gibi hediyelik eşyalar alabilirsiniz. Red Light tarafında yer alan barlarda süprizlerle dolu, keşfetmenizde fayda var 🙂