Ana Sayfa Türkiye Ege Hafta Sonu İçin Ayvalık-Cunda-Sarımsaklı Tatili

Hafta Sonu İçin Ayvalık-Cunda-Sarımsaklı Tatili

373
0
Ege'nin Aşıklar Diyarı Cunda Adası - İskele

Yaz dönemi insanın doğayla bütünleşmek istediği, farklı yerler görmek için can attığı en güzel dönemlerden bir tanesi. Ancak her ne kadar mevsim yaz olsa da çoğumuz çalışıyoruz ve merkezlerine gitmek için ya zamanımız ya da yeterli bütçemiz olmuyor. Şeker ve Kurban Bayramı gibi resmi tatil zamanı da yollara düşmek aşırı kalabalık nedeniyle çekilmez bir çileye dönüşüyor. Eğer uçak ya da trenle seyahat etmeyeceksek, “En iyisi şehirden, evimizden ayrılmayalım” düşüncesi ağır basıyor çoğu zaman. Peki biz ne zaman görmek istediğimiz, keşfetmek için can attığımız yerleri göreceğiz? İşte bu soruya şu şekilde cevap verdik: Harika bir hafta sonu kaçamağı yaparak!

Kendimizi “Mutlaka çok yakın bir bölge olsun” diye kısıtlamak istemedik, Ağustos sıcağını Ege’nin muhteşem denizi ile taçlandırmak ve olabildiğince doğal güzelliklerle kucaklaşmak istedik. Gideceğimiz yerde birçok farklı merkezi keşfetmek için arabayla yollara koyulmanın en doğru karar olduğuna verdik ve başladık rotamız hakkında düşünmeye. Arabayla 2 günlük bir tatil için Akdeniz çok fazla yol anlamına geliyor, bu yüzden seçeneklerimizi Ege Bölgesi ile sınırladık. O kadar çok doğal güzellik ve tarihi doku var ki Ege Bölgesi’nde, rota belirlemek çok zor. Fakat biz hem yakınlığı hem de kısa sürede çok fazla gezebileceğimiz özel merkezleri olması nedeniyle Ayvalık-Cunda-Sarımsaklı tercihi yaptık.

Ege'nin Aşıklar Diyarı Cunda Adası - Plaj

İstanbul ile Ayvalık arası arabayla yaklaşık 4.5-5 saat sürüyor. Bu mesafe Yalova tarafına feribotla ya da Osmangazi Köprüsü’nü kullanarak geçmenize orantılı olarak kısalacak veya uzayacaktır. Binek araçla feribot tercihi yaparsanız Eskihisar-Topçular hattı için 75 TL ücret ödüyorsunuz. Eğer gidiş-dönüş biletini aynı anda alırsanız toplam ücret 140 TL’ye geliyor. Osmangazi Köprüsü’nün tek yön geçiş ücreti ise binek arabalar için 103 TL. Bu şartları göz önüne alarak gezi planımızı oluşturmaya başladık. Hangi bölgeleri gezeceğimiz belli olduktan sonra nerede kalacağımıza karar vermeye geldi sıra. Kısıtlı bir süremiz olduğu için konaklayacağımız otelin ’nda olmasını tercih ettik. Altın sarısı incecik kumlarıyla mutlaka keşfedilmesi gereken bir plaj olan Sarımsaklı Plajı, kendimizi Ege’nin masmavi sularına bırakabileceğimiz en güzel yerlerden bir tanesi.

Türkiye'nin En Güzel Plajları - Sarımsaklı

Otele bağlı kalmayıp günün büyük bölümünü dışarda gezerek geçireceğimiz için oda kahvaltı konseptinde hizmet veren bir otel bizim için en uygun tercih olacaktı kuşkusuz. Sarımsaklı Plajı üzerinde irili ufaklı çok sayıda otel bulunuyor, ancak bu oteller biraz eski. Otelde çok fazla zaman geçirmeyeceğimiz için temiz ve olabildiğince plajın içinde bir tesis bulmaya çalıştık. Araştırmalarımızın sonunda da Yasmin Hotel’de karar kıldık. 3 yıldızlı küçük ve eski bir otel Yasmin Hotel, oda kahvaltı veya yarım pansiyon seçeneklerinden birini seçebiliyorsunuz. Biz akşam yemeğini farklı bir yerde yemeyi planladığımız için oda kahvaltı, 1 gece iki yetişkin konaklama şeklinde rezervasyonumuzu yaptık. Ağustos dönemi olduğu için ücretler biraz yüksek olsa da sadece 1 gün konaklayacağımız için bu paraya değeceğini düşündük ve iki kişi için 450 TL ödeme yaptık. Ve artık kalacak yerimizi de ayarladığımıza göre hafta sonu kaçamağımıza başlayabiliriz!

Ege'nin Aşıklar Diyarı Cunda Adası - Liman

İstanbul Maltepe’den sabah 07:00 gibi yola koyulduk. Osmangazi Köprüsü yerine Eskihisar-Topcular hattında feribot kullanmayı tercih ettik. Gidiş-dönüş paket bilet alarak toplam 140 TL ödedik. Arabamızla feribota hızlı bir şekilde geçiş yaptık ve yolculuğumuz yaklaşık 40 dakika sürdü. Osmangazi Köprüsü’nü tercih etseydik 103 TL tek geçiş ücreti ödeyerek 5 dakikada karşı kıyıda olabilirdik. Buradaki yol tercihinizi maddi durum ve zaman uygunluğuna göre belirleyebilirsiniz. Ağustos ayının sıcağında, klimanın buz gibi üflediği havanın rahatlığıyla 4.5 saatte Ayvalık’a ulaştık. Konaklayacağımız otel Sarımsaklı Plajı’nda yer alıyor, yani Ayvalık’ın güneyinde yaklaşık 8-10 km aşağısında. Bu yüzden kalacağımız tesise geçmeden önce adı Ayvalık’la özdeşleşen Ayvalık tostu yemek için ilk durak olarak rotamızı Ayvalık merkeze çeviriyoruz. Ayvalık tostçular çarşısı bu konuda en popüler merkez. Arabamızı park ettikten sonra Mesut Büfe’de muhteşem bir Ayvalık tostu ile ayran ziyafeti çekiyoruz. Bu tadı kelimelere dökmek gerçekten imkansız, hayatınızda bir kez olsun Ayvalık tostunu mutlaka Ayvalık’ta yemenizi tavsiye ediyoruz.

Ayvalık Tostu - Genel

Yemeğimizi büyük bir iştahla yedikten sonra derecelerin 38’i gösterdiği havada kısa bir çarşı turu yapıyoruz. Saatimiz artık 14:30’u gösteriyor, fazla zaman kaybetmeden günü en iyi şekilde değerlendirmemiz gerekiyor. Ayvalık’ta bu sıcakta yapılabilecek en güzel şey tabii ki, kendinizi Ege’nin serin sularına bırakmak. Yaklaşık 10 km güneye doğru yol alarak otelimizin de içinde bulunduğu Sarımsaklı Plajı’na geliyoruz. Cumartesi olması nedeniyle plajda insanlar var, fakat rahatsız edici derecede bir yoğunluk söz konusu değil. İki sırt çantası ile arabamızdan inerek hızlı ve kolay bir şekilde otel’e geçiyoruz.

Odamız da önceden hazır olduğu için beklemeden odamıza geçiyoruz. Otelin odalarının tamamı deniz manzaralı. Kendimizi odamıza attıktan sonra yarım saat kadar dinlenip yol yorgunluğunu üzerimizden atıyoruz ve önümüzde sere serpe uzanan altın sarısı Sarımsaklı Plajı’na geçiyoruz. Saat 15:30 gibi kendimizi plaja atmayı başarıyoruz. Otelin ücretsiz şezlong ve şemsiye hizmeti var, bu yüzden hiç para da ödemeden yerleşiyoruz ve kendimizi Ege’nin eşsiz sularına bırakıyoruz. O kadar yol, sıcak ve yorgunluk suya girdiğiniz anda uçup gidiyor. Bu kadar yol geldik, zaman ve para harcadık derken, bu sorular da aklınızdan siliniyor. Kısa süreli de olsa böyle bir rahatlama ve huzura hepimizin ihtiyacı var. Bu muhteşem plajda yarı uyanık yarı uykulu bir mod içinde yaklaşık 3 saat geçiriyoruz. Bu plaj sefasından sonra pamuk gibi oluyoruz diyebiliriz. Yorgunluktan eser yok!

Akşam yemeği için ’nda rakı balık yapmayı planlamıştık yola çıkmadan önce. Ancak zamanımız kısıtlı olduğu için önce Şeytan Sofrası’nda güneşi batırmaya gidiyoruz. Otelde duşumuzu aldıktan sonra yola koyuluyoruz ve çok kısa bir yolculuğundan ardından Şeytan Sofrası’na ulaşıyoruz. Ayvalık’ın en popüler merkezlerinden biri olan Şeytan Sofrası’na gitmek için küçük bir tepeye tırmanmak durumundasınız ve bu noktada yollar dar olduğu için biraz beklemek zorunda kalabiliyorsunuz. Ancak beklediğinize kesinlikle değecek güzellikte bir yer. Tepeye çıktığınızda Şeytan heykeli ve tepenin hikayesi karşılıyor misafirleri. Çeşitli hikayeler var Şeytan Sofrası hakkında, ama buradan manzarayı seyretmek çok büyük bir ayrıcalık gerçekten!

Huzurlu Tatil Ayvalık - Şeytan Sofrası

Harika fotoğraflar çekip 20:22’de gerçekleşecek gün batımını beklemeye başlıyoruz. Tepe’de birçok kafe ve restoran yer alıyor. Çok fazla para harcamak istemiyorsanız bizim yaptığımız gibi kafelerin birinde çay, kahve ya da meşrubat içerek eşsiz manzarayı izleyebilirsiniz. Paha biçilemez bir manzara eşliğinde günü batırdıktan sonra yolumuzu Cunda Adası’na çeviriyoruz. Bu kadar süre içinde hiç acıkmıyorsunuz diyenler olabilir tabii ki, ancak çantamızda atıştırmalıklarımız fazlasıyla var. Bu yüzden aç kalmak bir yana, oksijenin de etkisiyle durmadan ağzımıza bir şeyler atıyoruz. Siz de böyle bir tercih yaparak zamanınızı hem daha kullanabilir hem de tercih ettiğiniz ürünleri çok daha uygun fiyatla tüketebilirsiniz.

Cunda Adası - Taksiyarhis Kilisesi

Cunda Adası’nın altını üstünü getirmeyi bir sonraki güne bıraktık. Bugün tam bir Cunda Adası gecesi yaşamayı planlıyoruz. Arabamızı limana yakın otoparklardan birine bıraktıktan sonra keyifli bir yürüyüşe başlıyoruz. Hediyelik eşya satan renkli birçok dükkan görebilirsiniz burada. Daha sonra rakı balık yapacağımız Balıkçı Koboroz’a geçiyoruz. Limanın sahil bölümünde yer alan Balıkçı Koboroz aynı şerit üzerinde yer alan diğer balık restoranlarına oranla hem daha uygun fiyatlı bir mekan hem de daha sessiz ve salaş bir özelliğe sahip. Ağaçlar altında çok daha samimi bir ortam sunuyor Balıkçı Koboroz. Bütçenize ve keyfinize göre liman şeridinde yer alan diğer balıkçı restoranlarını da tercih edebilirsiniz. Sadece oturmadan önce fiyat sormanızı tavsiye ediyoruz. Bazı yerler fiyat konusunda fırsatçılık yapabiliyor. Harika bir ortamda çok keyifli bir rakı balık gecesi gerçekleştiriyoruz ve iki kişi için toplam 250 TL gibi bir ücret ödeyerek Cunda’dan ayrılıyor ve Sarımsaklı’daki otelimize geçiyoruz.

Cunda Adası - Yeme-İçme

Dolu dolu geçen bir günün ardından 00:30 gibi odamıza ulaşıyoruz ve günün huzur ve yorgunluğuyla birlikte çok keyifli bir uyku çekiyoruz. Ertesi sabah kısa gezimizi tamamlayıp eve dönüş yollarına düşeceğimiz için her dakikamızın tadı çıkarmak istiyoruz. Sabah 7:00’de uyanıyoruz ve kimselerin olmadığı Sarımsaklı Plajı’na kendimizi bir kez daha atıyoruz. Sabahın erken saatlerinde denizin çok daha güzel olduğunu vurgulamak istiyorum. Çarşaf gibi bir deniz ve sessizlik dolu harika bir plaj bizi kucaklıyor. Ege’nin yarı soğuk yarı ılık diyebileceğimiz denizine girerek tam anlamıyla uyanıp kendimize geliyoruz. Adeta yenileniyoruz ve uzun bir gün öncesi enerji depoluyoruz. Otelde kahvaltı sabah 8:30’da başlıyor. Biz de duşumuzu aldıktan sonra otelde açık büfe kahvaltı yapıyor ve otelden çıkışımızı yaparak hızlı bir şekilde Cunda Adası’na doğru yola çıkıyoruz. Bu kez amacımız kısıtlı bir süre içinde Cunda’nın görülmesi gereken en önemli yerlerini detaylı bir şekilde gezmek.

Ege'nin Aşıklar Diyarı Cunda Adası - Sokaklar

Yine yaklaşık 20 dakikalık bir yolculukla adaya ulaşıyoruz. Hava sıcak olsa da Cunda’da keşfedilmeyi bekleyen çok fazla yer var. Suyumuzu ve soğuk içeceklerimizi çantamıza alarak yolları arşınlamaya başlıyoruz. Gezimize yine liman bölgesinden başlıyoruz. Renkli otantik yapılı evleri, dar sokakları, Arnavut kaldırımları ve renk renk yapılarıyla büyüleyen Cunda Adası, adeta sokaklarının küçük bir kopyası. Adanın dar sokaklarında yürürken ilk durağımız Rahmi Koç Müzesi (Taksiyarhis Kilisesi) oluyor. Yapımında sarımsak taşı kullanılan bu tarihi yapı 1873 yılında inşa edilmiş. Müslüman ve Hristiyanların birlikte yaşadığı bir yerde yapılan kilisenin çanı 2. Dünya Savaşı döneminde halka haber vermek amacıyla kullanılmış. 2011 yılında kilise, Rahmi Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı tarafından kiralanarak restore edilmiş. Restorasyon çalışmalarının ardından kilise müze olarak hizmet vermeye başlamış. Bu tarihi yapıyı mutlaka gezmenizi tavsiye ediyoruz.

Ege'nin Aşıklar Diyarı Cunda Adası - Yel Değirmeni

Cunda’da yukarı doğru çıkmaya devam ettikçe her köşede bir tarihi yapı görebilmeniz mümkün. Gördüğünüz her köşeden etkileniyorsunuz. Çok keyifli bir yürüyüşün ardından zirveye ulaşıyoruz ve bizi Cunda’nın simgelerinden Aşıklar Tepesi karşılıyor. Adayı kuşbakışı seyredebileceğiniz muhteşem bir manzaraya sahip olan Aşıklar Tepesi, adanın ilk yel değirmenine de ev sahipliği yapıyor. Bölgeyi çok sık ziyaret eden Rahmi Koç, 2007 yılında yel değirmeninin restorasyonunu üstlenmiş. Şu anda yel değirmeni, kafe ve kütüphane olarak kullanılıyor. Kütüphaneye Sevim ve Necdet Kent Kitaplığı ismi verilmiş. Cunda’ya kadar gelmişken bu cennetten köşeyi kuşbakışı izlemeden gitmeyin deriz! Buraya arabayla da gelebilirsiniz, ancak yollar çok dar ve bu yüzden park yeri bulmakta sıkıntı yaşayabilirsiniz. Bizim yaptığımız gibi arabayı liman girişindeki otoparklara bırakarak keyifli bir yürüyüşle Aşıklar Tepesi’ni ziyaret etmenizi öneriyoruz.

Daha sonra yeniden liman tarafına inerek denize karşı güzel bir kafe buluyor ve kendimizi içeri atıyoruz. Hava gerçekten çok sıcak olabiliyor bu bölgede. Buzlu limonatamızı yudumlayarak serinledikten sonra merkezde birkaç hediyelik eşya alıyoruz ve Despot Evi’ni ziyaret ediyoruz. Soylular sınıfına dahil bir despot tarafından yapılan binada 1877 yaşanan bir baskında, yapının sahibi olan despot öldürülür ve bina Osmanlı Devleti tarafından satın alınarak Hükümet Binası olarak kullanılır. 1921 yılında öksüz yurdu olarak hizmet veren bina, Kurtuluş Savaşı’nın ardından da hem yetim yurdu hem de ilkokul olarak kullanılıyor. Bu tarihi yapı, 1980 yılında maalesef kullanılamaz bir hale gelmiş ve yetim yurdu farklı bir binaya taşınmış. Bina çok iyi korunamasa da Cunda’nın en önemli simgelerinden bir tanesidir ve turistlerden yoğun ilgi görüyor. Özellikle de Yunan turistlerin en uğrak noktası diyebiliriz.

Cunda’da gezebileceğiniz yerler arasında Tımarhane Adası ve Ayışığı Manastırı gibi çok özel ve tarihi yapılar da bulunuyor. Ancak hafta sonu kaçamağına hepsini sığdırabilmek de pek mümkün değil doğrusu. O yüzden Cunda’dan ayrılıyor ve Ayvalık merkeze geliyoruz. Burada liman tarafında, deniz kenarında çok güzel bir kafe buluyor ve oturuyoruz. “Ne yesek acaba” diye düşünürken, Ayvalık’tan ayrılmadan önce bir kez daha Ayvalık tostu yemeye karar veriyoruz. Ayvalık tostunu büyük bir iştahla yedikten sonra yolculuğumuzun son durağı olarak Ayazma Kilisesi’ne geliyoruz.

Bu tarihi yapı Ayvalık merkezin tam orta noktasında, o yüzden oturduğumuz kafeden kısa bir yürüyüş yaparak Ayazma Kilisesi’ne ulaşabiliyoruz. İçindeki suyun kutsal su olduğunu inanılan kilise mimari anlamda çok etkileyici bir yapı. Ayvalık geç dönem eserlerinden biri olan Ayazma Kilisesi, bölgenin tarihine dokusunu merak edenlerin mutlaka görmesi gereken yapılardan bir tanesi. Yunan tapınaklarını andıran bir girişe sahip olan kilise neo klasik bir tarzda inşa edilmiş. Bu özel yapıyı da gezdikten sonra artık saatlerimiz 17:30’u gösteriyor. Biz de yeniden İstanbul yollarına düşmeye hazırız.

Huzurlu Tatil Ayvalık - Cunda Adası

Yola çıkmadan önce biraz alışveriş yapıyoruz ve yolculuğumuza başlıyoruz. Dolu dolu çok keyifli bir gün geçirdikten sonra yol alıyoruz. Yolların çok rahat olduğunu vurgulamam gerekiyor. Akşam saat 23:00 sularında evimize problemsiz bir şekilde ulaşıyoruz. Tatlı bir yorgunluk ve huzurla hafta sonu kaçamağımızı tamamlıyoruz. Biz bu deneyimden çok keyif aldık. Artık sıra sizde!

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz