Eğer İstanbul’da yaşıyorsanız ve hafta sonu ya da kısa tatillerde şehir dışına kaçmak isteyeceğiniz yerlerden bir tanesi de Şile! Şehrin içindeyken stresli ve yorucu kent atmosferinden uzaklaşabileceğiniz nadir yerlerden biri olan Şile, el değmemiş doğası, eşsiz Karadeniz iklimi ve oksijen deposu yeşillikleriyle misafirlerine unutulmaz bir tatil deneyimi yaşatıyor.
Bölgenin yarısı otel ve pansiyonlar ile doludur, eğlence merkezinden çok muhteşem sahilleri ile bir dinlenme merkezi haline gelen Şile, İstanbul merkezine 1 saatlik araç yolculuğu uzaklıktadır. Ağva’dan daha yakın olması da bölgeyi özellikle yaz sezonunda oldukça kalabalık hale getirmektedir.
Şile’de Neler Yapılır?
Şile’nin neredeyse tamamı ormanlar ve muhteşem sahiller ile kaplıdır. Yaz aylarında tatil için gelenler tekne turlarıyla bu güzel sahilleri gezebilir ve hatta benzersiz koylarda yüzmenin keyfini çıkarabilirler. Denizi çok temiz olduğu için yaz aylarında yüzülebilen Şile, güney bölgelere göre su sıcaklığının serin olması da bölge için bir avantajdır. Karadeniz sularına açılan bir sahil olduğu için denize açılmanın çok tehlikeli olduğunu belirtelim! Güvenlik çizgilerinin asla aşılmaması gerekiyor. Bunun dışında oksijen deposu ormanlarda sevdikleriniz ile beraber çok keyifli yürüyüşler yapabilirsiniz.
Doğal güzelliklerinin yanında Şile, tarihi geçmişi de çok zengin olan bir ilçemizdir. Binlerce yıl önce dahi Şile’de insanların yaşadığı ortaya çıkartılan kalıntılardan anlaşılmıştır. Onlarca mağaranın olduğu ve turistlere açık olan bu bölgeler, Şile’nin ne kadar eski bir medeniyet merkezi olduğunu kanıtlar nitelikte. Tarihe meraklı olan okurlarımız, bu mağaraları gezerek de keyifli vakit geçirebilirler.
Şile Kalesi
Şile Kalesi, Cenevizliler tarafından Ocaklı Ada üzerinde kurulmuştur. Kalenin adı da bu yüzden Ocaklı Ada Kalesi’dir. Cenevizliler’in ardından Osmanlılar tarafından da kullanılan kale, denizden gelebilecek tehlikelere karşı yerleşim merkezini korumak ve tehlikeleri gözlemlemek amacıyla kurulmuş. Son dönemde yenileme çalışmaları yapılan 100 m2 genişlik ve 12 metre yüksekliğindeki kale, limana çok yakın bir konumdadır. Şile’nin en önemli sembollerinden biri olan kale, aynı zamanda Şile’nin çevre köylerinde bulunan diğer kaleleri işaret etmektedir. Bu kalelerden bazıları ise şunlardır: Heciz Kalesi ve Sarıkavak kaleleri.
Şile Feneri
1859 yılında Fransızlar tarafından inşa edilen Şile Feneri, Türkiye’nin en geniş gövdeli feneri olarak öne çıkıyor. 60 metre yüksekliğindeki kayalıkların üzerine inşa edilen ihtişamlı fener, görsel özellikleriyle dikkat çekiyor. Siyah renkte ve sekizgen şekilde inşa edilen fener, Türkiye’nin en büyük feneri olma özelliğini taşıyor. Çok uzun bir menzili olan fener, dünya üzerinde faaliyette olan fenerler arasında en büyük ikinci fener! Sultan I. Abdülmecit tarafından yaptırılan fener, günümüzde müze olarak da ziyaret edilebilmektedir. Devasa boyuttaki fener Şile’nin en büyük sembolü olarak biliniyor. Eşsiz Karadeniz manzarasıyla görenleri kendine hayran bırakan fener, Şile’de mutlaka görülmesi gerekenler listesinde ilk sıralarda yer alıyor.
Akçakese Köyü
Sakin denizi ve huzurlu ortamıyla özellikle yaz aylarında turistlerin sık bir şekilde ziyaret ettiği Akçakese Köyü, Şile’ye oldukça yakın bir noktada yer alıyor. Sahil boyunca uzanan bir çok koya ev sahipliği yapan köy, eşsiz manzarasıyla büyülüyor. Konaklama yapabileceğiniz tesisler ve oteller olmasına rağmen bu doğa harikası bölgede kamp da yapabileceğinizi hatırlatmakta fayda var!
Bölgede yapılan araştırmalarda, köyün boylu boyuca uzanan sahilinde ekonomik değeri olmayan altın tozuna rastlanmış ve kumsalın güneş vurduğunda neden normalin çok üzerinde parladığı konusu açıklığa kavuşmuştur. Altın tozunun ekonomik bir değeri olmamasına rağmen birçok define avcısının altın bulma ümidiyle bölgedeki mağara ve dereleri ziyaret ettiği biliniyor.
Şile Fotoğraf Galerisi
